Yanıklar Köyü’ndeki mor şalvarlı kadınlardan Cengiz’e ‘Yallah!’

Cengiz Holding-Truva Bakır Madencilik A.Ş.’ne ait olan “20050053 Ruhsat Numaralı Sahada Feldspat Ocağı” projesinin “ÇED Gerekli Değildir” kararının iptali için açılan dava kapsamında Bayramiç İlçesi Yanıklar köyünde bilirkişi incelemesi ve keşfi gerçekleştirildi. 26 Ağustos tarihinde gerçekleştirilen keşif sırasında davacılardan Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, TEMA Vakfı ve yörede yaşayan 24 davacının çoğunluğu hazır bulundu.

Bilirkişi heyetini, Yanıklar, Osmaniye, Yaylacık köylüleri, Bayramiçliler, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği üyeleri ve Çanakkale Barosu Çevre Komisyonu avukatları köyün girişinde pankartlar ve dövizlerle karşıladı. Heyetin köye girişi ile birlikte “Havama, Suyuma, Toprağıma Dokunma”, “Kazdağları’ndan Defol Cengiz”, “Kazdağlarının Üstü Altından Değerlidir”, “Yallah Cengiz Yallah, Kış Kış Cengiz Kış Kış!” diye slogan atan köylüler, projeye karşı tepkilerini dile getirdi. Yoğun güvenlik önleminin alındığı keşifte naip hakim ÇED alanında keşfi başlattı ve davacı ve davalıların beyanlarını aldı.

Proje tanıtım dosyası eksik ve hatalı

İlk sözü Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği avukatı Cem Altıparmak alarak, dava konusu Proje Tanıtım Dosyası’nda yer alan eksiklik ve hatalara dikkat çekti. Altıparmak, yaşam alanlarına bu kadar yakın bir alanda patlatmalı bir madencilik faaliyetinin yapılamayacağını, proje dosyasında projenin orman ve tarım alanları üzerindeki etkisi ile ilgili hiçbir hususun yer almadığını, kaç ağacın kesileceğinin belirtilmediğini belirtti.

Şirket, “Proje yakınında benzer proje yoktur.” diyerek, 1,5 kilometre yakındaki kendi projesi olan Halilağa Bakır Madeni projesini bile yok saymaktadır ve yalan beyan vermektedir.

Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği adına söz alan yönetim kurulu başkanı Süheyla Doğan da projenin aslında bir feldspat projesi olmadığını, Cengiz Holding’e ait Halilağa Bakır Madeni Projesi’nin bir parçası olduğunu belirtti ve bu konudaki kanıtları içeren ve projenin ilk sahipleri Pilot Gold ve Fronteer Resorces tarafından hazırlattırılan bir teknik raporu Hakime sundu. Raporda, dava konusu projenin işletme ruhsatının da yer aldığını belirten Doğan, “Bu projenin tanıtım dosyası baştan sona, bilerek, isteyerek yanlış kurgulanmıştır. Kamuoyu kandırılmaya çalışılmaktadır. Kamu kurumları da bu duruma ortak olmaktadır. Tüm maden şirketlerinin benzer yol ve yöntemi uyguladığını belirten Doğan, önce feldspat, kuvars, halloysit gibi madenler için 25 hektar altındaki ÇED alanları ile Proje Tanıtım Dosyaları hazırlanmakta, ÇED Yönetmeliği EK-2 listeye göre işlem yapılması sağlamakta, kısa sürede Çalışma Ruhsatı ve İşletme İzni alınarak sahaya girilmekte. Şirketler daha sonra maden cinsi değiştirerek, kapasite artışlarıyla gerçek projelerini ortaya çıkarmakta.” dedi.

Proje alanındaki 11 adet tarım parseline de dikkat çeken Doğan, tarım alanları için Tarım ve Orman Bakanlığı Çanakkale İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından “Tarım Dışı Kullanma İzni”nin uygun olduğuna dair görüş vermiş olmasını da eleştiren Doğan, Toprak Koruma Kurulu kararının ve Toprak Koruma Projesi’nin dosyada yer almadığını belirtti. Proje Tanıtım Dosyası’nda “Kümülatif Etki” bölümünün içler acısı olduğunu belirten Doğan, “Şirket, “Proje yakınında benzer proje yoktur.” diyerek, 1,5 kilometre yakındaki kendi projesi olan Halilağa Bakır Madeni projesini bile yok saymaktadır ve yalan beyan vermektedir. Oysa, bölgede CVK Madencilik tarafından satın alınan “TV Tower Projesi” olarak bilinen altın madeni projesi, Koza’nın Serçiler Terziler köylerindeki projesi, Ciner Grup’un Park Teknik şirketinin Yukarışapçı köyündeki altın madeni projesi gibi pek çok metalik madencilik projesi ve ayrıca çok sayıda enerji projesi bulunmaktadır. Tüm bu projelerin kümülatif etkileri değerlendirilmelidir.” dedi.

TEMA Vakfı adına söz alan Onur Küçük ise Proje Tanıtım Dosyası’nın orman varlıkları, flora, fauna açısından eksik ve hatalarla dolu olduğunu, proje süresi ile ilgili bilginin yer almadığını, açık ocak basamak sayısı, genişliği gibi konularda çelişkili bilgilerin bulunduğunu söyledi ve bu projenin bölgenin tarımına vereceği zararları anlattı. Coğrafi işaret almış olan Bayramiç beyazının, Bayramiç elmanın risk altında olduğunu belirtti ve projede civardaki diğer maden projelerine yer verilmediğini ve kümülatif etkinin göz ardı edildiğini söyledi.

Davalı idare avukatı, keşfe gelirken köylülerin araçlarına saldırdıklarını ve can güvenliği olmadıklarını söylemeye çalışırken, köylüler tepki göstererek öyle bir olay yaşanmadığını söyledi. Savunma dilekçelerine ekleyecek bir şeyleri olmadığını belirten avukat tepki çekti. Daha sonra söz alan müdahil şirket Cengiz Holding’in avukatı ise “Madenler bulundukları yerde çıkartılır, madenlerin kamu yararı vardır. Projede verilen bilgiler yeterli ve doğrudur.” dedi ve sözü Proje Tanıtım Dosyasını hazırlayan ÇED şirketine bıraktı. ÇED şirketinin temsilcilerinin sözleri de davacılar tarafından tepki ile karşılandı. İkinci turda, davacılardan iki köylü kadın söz alarak “Biz köyümüzde huzur ve güven içinde yaşamak istiyoruz. Maden köyümüze çok yakın. Patlatmalar başlarsa bizler tarım ve hayvancılık yapamayız. Bizler ne yiyeceğiz? Ne içeceğiz? Bizim gidecek yerimiz yok. Biz madene karşıyız, yapılmasını istemiyoruz.” dediler.

Beyanlardan sonra bilirkişi heyeti, davacılar ve kolluk eşliğinde proje alanını dolaştı, 2 adet açık ocak alanı, pasa alanı, şantiye alanı, cevher stok alanında incelemelerde bulundu. Projenin etki alanında kalan Akıncı Deresi’ne de giden heyet, dönüşte, köy girişinde yine köylülerin pankartlı, sloganlı tepkisi ile karşılandı. Bilirkişi heyetine “Biz bu madeni istemiyoruz, bizim suyumuz yok, bu maden gelirse burada yaşayamayız, vicdanlı olun.” diye seslenen köylüler, Cengiz Holding’e de “Kazdağları’ndan da Defol Cengiz” dedi.